Cuma Paksoy’dan Sert Tepki: “Bu Tiyatroya Artık Son Verin!”
Mühendis Tek Sen Genel Başkanı Cuma Paksoy, Ankara’da düzenlenen mitingde konuştu: “Yoksulluk sınırı altındaki maaşlara mahkûm edildik, bu tablo sürdürülemez!”

ANKARA – Toplu sözleşme görüşmeleri öncesi seslerini duyurmak için bir araya gelen mühendisler ve teknik hizmetler sınıfı çalışanları, Ankara’da düzenlenen mitingle taleplerini güçlü şekilde dile getirdi. Mühendis Tek Sen Genel Başkanı Cuma Paksoy, kalabalığa hitap ettiği konuşmasında, kamu mühendislerinin yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çekti ve yıllardır görmezden gelinen sorunların artık çözüme kavuşması gerektiğini vurguladı.
“Bu tiyatronun seyircisi değiliz” diyen Paksoy, “O eski dönem bitti. Artık söz sırası bizde” ifadeleriyle kamuoyuna ve yetkililere net mesajlar verdi.
“Projelerin altında bizim imzamız var ama karşılığı yok”
Cuma Paksoy, ülkenin büyük altyapı ve kalkınma projelerinin arkasında mühendislerin emeği olduğunu hatırlattı. Sadece Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2024 yılı içerisinde tamamladığı 50 projenin toplam değerinin 112 milyar lira olduğunu ve 2025 yılı teklif projelerinin 482 milyar lirayı bulduğunu belirtti.
“Bu projelerin yürütülmesinde, denetlenmesinde, raporlanmasında biz varız. Yerli ve milli projelerin tümünde bizim imzamız var. Ama maaşlarımız söz konusu olduğunda kimse ortada yok” dedi.
“Yoksulluk sınırının altında çalışıyoruz”
Paksoy, bir kamu mühendisinin ortalama 60 bin TL, emekli bir mühendisin ise yalnızca 30 bin TL maaş aldığını belirterek, “Aktif çalışırken yoksulluğa, emekli olduğumuzda ise açlığa mahkûm ediliyoruz” ifadelerini kullandı. Mühendislerin aldıkları maaşlarla geçinmeye çalışırken indirim kovaladığını, pazardan meyve-sebze seçmek zorunda kaldığını anlattı.
“Bıçak kemiği geçti, o kemik parçalandı. Bu ses duyulmalı. Bu tablo sürdürülebilir değil!” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Risk, sorumluluk bizde; ama karşılığı yok”
Paksoy, mühendislerin üstlendiği risklerin ve sorumlulukların karşılığının verilmediğini belirterek, taleplerini madde madde sıraladı:
- Mühendislik Meslek Kanunu bir an önce çıkarılmalı
- Ek gösterge artışı hayata geçirilmeli
- Risk ve sorumluluk tazminatı derhal verilmeli
- Ek ödemeler ve emekliliğe yansıyan oranlar yeniden düzenlenmeli
- Arazi tazminatları ve harcırahlar, günümüz ekonomik şartlarına göre yeniden hesaplanmalı
“Bu bir son değil, başlangıçtır”
Konuşmasının sonunda mücadelenin kararlılıkla süreceğini belirten Cuma Paksoy, “Bu miting bir son değil, başlangıçtır. Taleplerimiz karşılanmazsa daha örgütlü, daha kalabalık meydanlarda sesimizi yükselteceğiz” dedi. Mühendislik camiasına yönelik ayrımcı tutuma son verilmesini isteyen Paksoy, gerekirse iş bırakma dahil her türlü demokratik hakkı kullanacaklarını vurguladı.
“Biz ne eylemden kaçarız, ne mücadeleden. Gerekirse iş bırakırız ama hakkımızı bırakmayız!” dedi.
Mitinge katılan mühendis ve teknik hizmetler çalışanları da sık sık “Meslek Kanunu Şart!”, “Yoksulluk Değil, Hakkımızı İstiyoruz!” sloganlarıyla Paksoy’a destek verdi.
“Biz kimsenin maaşına göz dikmedik; hakkımızı istiyoruz”
Mühendis Tek Sen yöneticileri mitingde ayrıca, üç yıl öncesine kadar denk maaşlar aldıkları birçok meslek grubunun bugün kendilerinin iki katı, hatta üç katı ücretler aldığını hatırlattı.
“Bizlerin hiç kimsenin maaşında gözü yok! Onların maaşına talip değiliz. Lakin bizlere gelince tekil düzenlemelere karşı çıkılıyor; ama diğer meslek gruplarına gelince hiç düşünülmeden adımlar atılıyor. Biz, sadece hakkımız olan Meslek Kanunu’na talibiz.”
Başka meslek gruplarıyla birlikte kamuoyuna açıklanan ek gösterge artışı vaatlerini de hatırlatan mühendisler, yetkililere şu sözlerle seslendi:
“Hani nerede tekniker, teknisyene verdiğiniz 3600 ek gösterge? Nerede mühendisin, mimarın 6400 göstergesi? Bu sözler sadece kağıt üzerinde mi kaldı?”
‘’Köprüler Kuruyoruz Ama Haklarımıza Geçit Verilmiyor”
Özellikle düşük ücret politikaları ve mesleki değersizliğin öne çıkarıldığı mitingde, temsili bir tabutun önünde konuşan Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, kamu mühendislerinin yaşadığı çaresizliği sembolik bir dille ifade etti:
“Bu tabut, sadece geçmişte kaybettiklerimizi değil, bugün görmezden gelinen geleceğimizi de simgeliyor. Kamu mühendisleri ve teknik personeli artık yoksulluğa mahkûm edilmek istemiyor. Bilimin, emeğin ve aklın sesi duyulsun istiyoruz. Bu sessizlik, aslında duyulmayan çığlığımızdır. Mesleki haklarımız için talep ettiğimiz Mühendislik Meslek Kanunu, adil emeklilik koşulları ve mesleki sorumluluk sigortası bir lütuf değil, zorunluluk olmalı. Sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.”
Miting alanında kurulan “Dev Çarklar Heykeli”, kamu mühendislerinin üretim gücünü, emeğini ve mesleki onurunu temsil eden simgesel bir anıt olarak yer aldı. Bu yapının üzerine “liyakat”, “meslek kanunu”, “adalet” ve “maaş” gibi temel talepler yazıldı. Ayrıca alan çeşitli görseller, dövizler ve balonlarla donatıldı; katılımcılar taleplerini renkli ama kararlı biçimde duyurdu.